Sivrisinek
Culicidae ailesinin bir üyesi olan sivrisineğin, dünya üzerinde bilinen 3500 türü bulunmaktadır. Eklembacaklılar şubesinden olan bu canlılar, kan ve meyve özleriyle beslenen ince uzun bacaklı narin böceklerdir. Erkekleri ortalama 10 gün, dişileri ise 1-2 ay arası yaşarlar. Muhteşem yaratılmış ağız yapısı, her türlü meyve türünün dış kabuğunu delebilecek özelliktedir. Saatte ortalama 2,5 km. yol katedebilirler. Zararlı grubunun bir üyesi gibi görünen bu haşerelerin ekolojik sistemde büyük rolu vardır. Arılar kadar olmasa da çiçekler arası polen transferi yaparlar. Bunun yanında; larvaları durgun sulardaki algleri filtrelerler. Bu sayede yosun oluşumu büyük ölçüde engellenir. Boyları 1-2 cm. arası değişse de bazı bölgelerde 11 cm. kanat uzunluğuna sahip türleri de görülmüştür. Havaların ısınmasıyla beraber ortaya çıkan sivrisinekler, araştırmalar sonucu elde edilen verilere göre; taşıdıkları çeşitli hastalıkları direk deriden içeri uzanan hortumları ile kolaylıkla bulaştırma potansiyeline sahip oldukları için bu bakımdan oldukça tehlikeli olarak bilinirler.
Araştırmalara göre; dinazorlarla aynı devri paylaşmış bu canlılar, yüzyıllardır varlıkların ısrarla sürdürmektedir. Sivrisinekler tarihte en fazla insan ölümüne sebep olan haşereler olarak bilinirler. Bilim insanları bugüne dek yaşamış olan insanların yarısının (tahmini 52 Milyar) sivrisineklerin taşıdıkları hastalıklar yüzünden yok olduğunu belirtmişlerdir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ise; her yıl yaklaşık 800 bin kişinin sivrisineklerin taşıdığı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybettiği raporlanmıştır.
Sivrisineğin Yaşamı Ve Beslenmesi
Yüzyıllardır varlıklarını herşeye rağmen sürdüren sivrisinekler, yumurtalarını bataklık ve sazlık alanlar ile su çıkan binaların su birikintisi olan bölgelerine bırakarak ürerler ve bu bölgelerde erginleşerek yaşamlarına devam ederler.25-30 °C'de yağmur, kar ve akarsu kenarındaki su birikintisi, yavaş akan sular, su kanalları, havuzlar, çeltik, bataklık, teneke kaplarda biriken su, ağaç kovukları ve çamur; yumurtaların bırakılması için uygun ortamlardır.Bu bölgeler yumurta bırakmalarına çok uygun özellikte alanlar olarak dikkatlerini çeker.Sivrisineklerin yaşam döngüsü başlıca 4 evreden meydana gelir.Bunlar; yumurta evresi, larva evresi, pupa evresi ve erginlik evreleridir.Karasinekler gibi tam metamorfoz (başkalaşım) geçirirler.Sivrisineklerin yaşam döngülerinin ergin evreleri dışındaki diğer bütün evreler suyun altında geçer.Sivrisinekler genel olarak karbondioksitli ortamlarda bulunmayı isteseler de yumurtalarının gelişimi acısından oksijene ihtiyaç duyarlar.İşte bu yüzden içerdikleri bitkiler sayesinde fotosentez ile oksijenin bol olarak sağlandığı durgun sularda bolca bulunurlar.Her yumurtlamada ortalama 200-300 arası yumurta bırakabiller.
Bu yumurtlama işlemi yaklaşık olarak 10-30 dk. arasında bir süreyi bulur.Sivrisinekler kan emerek ve meyve özleriyle beslenirler.Ancak yapılan araştırmalara göre; bu canlının kan emmek üzere konukçu olacağı organizmaları nasıl bulduğu tam olarak saptanamamıştır.Şu ana kadar tek bilimsel bulgu insanların ağızlarından çıkan karbondioksit sayesinde karanlık ortamlarda bile sivrisineklerin rahatça avlarını bulmaları olmuştur.Sivrisineğin kandaki aminoasit, enzimler ve amonyak bileşiklerinden oluşan karşımı oldukça sevdiği bilinmektedir.Sivrisineği çeken asıl etkenlerin ise; nem, sıcaklık ve karbondioksit olduğu düşünülmektedir.
Ömürleri oldukça kısa olmalarına rağmen uzun sayılabilecek sıkıntılara sebep olabilen bu canlılar, sulak arazilerde ve özü bulunan her bitki ya da meyve ağaçlarında sıkça görülebilirler.Saniyede 500 kanat çırpışı yapabilen bu canlılar, saatte ortalama 2.5 km, yaşamları boyunca da ortalama 250 km. yol katedebilirler.Erkek sivrisinekler, dişi sinekleri kanat sesleri aracılığı ile takip ederek bulurlar.Kan emen sadece dişi sivrisinek olduğu için erkeklerin ömürleri 10 gün civarında olurken, dişilerin ömürleri ise; 60 güne kadar çıkabilir. Yumurtaları ise; ise kurumuş şekilde 1900 gün yani 5 sene gibi bir zaman diliminde hayatta kalabilir. Sivrisineğin emdiği kanın sindirilmesi için geçen döneme trofogoni dönemi denir.Güneş ışığından hoşlanmadıkları için gölgelik yerleri tercih ederler.Bu sebeple çoğunlukla geceleri çok aktif olurlar ve dolunay çıktığı akşamlarda daha çok aktif oldukları bilinir.Suni ışık, kırmızı, mavi, siyah renkler ve hayvan vücudu sivrisineklere cazip gelir.Nemli, laktik asitli ve karbondioksitli ortamlar, durgun suların olduğu alanlar, sert rüzgârlardan korunmuş alanlar, memeliler ve insanların yoğun olduğu sıcak ve ılık bölgeler, sivrisineklerin konaklamaları için ideal alanlardır.Dişi sivrisinek avını hemen sokmaz, önce etrafında uçarak kanını ve terini analiz eder. Karbondioksit bakımından zengin kanı tercih eder ve kilolu insanların daha çok ısırılmalarının sebebi bu yüzdendir.Çünkü onların kanlarında daha fazla karbondioksit bulunur.
Sivrisineğin Zararları
Tarih boyunca insan ölümlerine en çok sebebiyet vermeleri ile bililen sivrisineklerin zararları arasında en yaygın olan ve bilineni, insanları ısırmaları ve bu esnada insan vücudundan kan çekmeleri nedeni ile hastalıklı bir kanı sağlıklı bir insana bulaştırarak olası bulaşıcı mikropların başka insanlara yayılmasına neden olmalarıdır.Kimi araştırmacıların görüşlerine göre; insanlara ve hayvanlara minik dozda mikrop aşılayarak bağışıklık kazanmalarını sağladıkları düşünülse de, taşıdıkları hastalıkları insanlara ve hayvanlara bulaştırarak ölümcül dereceye varan sonuçları ile oldukça tehlikeli haşereler oldukları görüşü hakimdir.Genellikle geceleri daha da saldırganlaşan sivrisinekler, ışık gördükleri her mekâna, en imkânsız görünen delikten bile girebilirler.Işık kaynağı kesilse bile girdikleri mekândan çıkmazlar.Kulağın dibinde çınlayan sesleri ve ısırıklarının oluşturduğu kaşıntı kâbus gibidir.İnsanları ve hayvanları uyutmadıkları gibi uykunun en tatlı yerinden dahi kaldıracak kadar rahatsız edicidi olabilirler. Özellikle havaların ısınması ile ortaya çıkan ve sulak olan bölgelerde sürekli yumurtlayarak çoğalan bu haşere türü, yazın tatil bölgelerinde ve şehirlerde insan yaşamını olumsuz etkilemektedir.
Kan yoluyla da beslendikleri için insanlara çeşitli hastalıklar bulaştırma potansiyeline sahip sivrisinekler; sıtma, hepatit, sarı humma, fil hastalığı, ensefalit (beyin iltihabı) gibi hastalıkların taşıyıcısı olabilirler. Fakat bilinenin aksine asla virüs taşımazlar.AIDS'e sebep olan HIV virüsü ise; bu canlılarda gelişme ortamı bulamaz ve bu yüzden de insanlara taşıma olasılıkları yok denecek kadar azdır.Bunun dışında deride iltihaplanmaya neden olan birçok zararlı mikro organizmaların da taşıyıcılığını yaptığı için, kanını emdiği canlının sağlığını kötü yönde etkilebilir.Sivrisinekler avlarını sokarken özel bir enzim salgılayıp bölgeye lokal anestezi yaparlar; böylece kan emme sırasında hissedilmezler.Bu enzim bazı insanlarla alerjik reaksiyonlara neden olabilir ve sivrisinek alerjisi bulunan insanlar için ayrıca risk grubu oluşturur.
Geçmiş tarihte zalim olmalarıyla bilinen hükümdarlar Nemrud ve Büyük İskender'in de sivsirineğin musallat olmasıyla öldükleri, rivayetlerle ve tarihçi araştırmacıların araştırmalarıyla günümüze kadar gelmiştir.Çok narin yapıya sahip olan sivrisinek bir gazete kağıdı ile bile kolayca öldürülebilecek kadar hassas bir bedene sahip olmasına rağmen, bu canlının bir gözü kör ve bir ayağı topal bir atası (burun deliği ile beyin arasında bir bağlantı olmamasına rağmen) zamanında kendini tanrı ilan eden Nemrud'u acı çektirerek öldürdüğü bilinmektedir ve bu kıssadan Kur'an-ı Kerim'de bahsedilmektedir.Son yıllarda Zika Virüsü ve Batı Nil Virüsü salgınlarıyla adını sık sık duyguğumuz sivrisinek, tarihte her dönem son derece zararlılar arasındaki yerini birincilikle korumaktadır. Malesef şu ana kadar hala bu iki virüs salgınının aşısı bulunamamıştır.
Sivrisineğin Faydaları
Hiçbir canlının sebepsiz yaratılmadığı şu dünyada sivrisineklerde sadece zarar vermek için yaratılmamışlardır.Yaz aylarında hızlıca üreyen ve çoğalan sivrisineklerin bir çok doğal düşmanı vardır.Eko sistemin işleyişinde önemli bir yere sahip bu canlılar balık, kaplumbağa, yusufçuk, kuşlar, örümcekler gibi diğer canlıların ana besin kaynaklarının bir bölümünü oluşturur.Kanada'dan Rusya'ya kadar birçok ülkede görülen tundrada Aedes cinsi sivrisinekler yüksek miktarda protein içerirler ve öylesine sık bulunur ki; kimi zaman gökyüzünde koyu bulutlar oluşturacak kadar fazlaca görülebilirler.Bu sıradışı fazlalıktaki sivrisineklerin yok edilmesi, bu coğrafi bölgelerde göç yolları bulunan kuşların yarısına yakının önemli bir besin kaynağını yitirmesi anlamına gelecektir.Bu da, beklenmedik şekilde bazı kuş popülasyonlarını etkileyebilir ve zincirleme bir tepkiye neden olabilir.Var olduklarından beri sürekli evrimleşen sivrisineklerin bazı türleri de arılar gibi bitkiler arası tozlaşma da önemli rol oynarlar.Su içerisinde yaşayan sivrisinek larvaları balıkların tamamiyle filtreleyemedikleri algleri filtrelerler.Suda yaşayan balıklar da bu larvalarla beslenir.İnsanlar ve bazı canlılarda balıklarla beslenir.Yetişkin sivrisinekler ise; hem insanların kanıyla beslenir, hem de tozlaşmada pay sahibi olurlar.Böylesine düzenli bir döngünün bozulması, diğer dengelerin de bozulmasına sebebiyet verebilir.
19. yüzyıl alimlerinden olan Bediüzzaman’a göre; sivrisineklerin bazı cinsleri, muhtelif ve kokuşmuş maddeleri yerler, devamlı pislik yerine arılar gibi katre katre şurup damlatırlar.Diğer bir başka cinsi de, nebâtâtın çiçeklerinin ve incir gibi bir kısım ağaçların aşılanmasında istihdam olunurlar.Zira özellikle sıcak yaz günlerinde insanları rahatsız eden ve hastalık mikrobu taşıdıklarına hükmedilerek değişik usûl ve ilaçlarla öldürülüp telef edilen sinekler, bilakis temizlik memurlarıdır.İnsanlara hem temizlik öğretmekte, hem de insanları el ve yüzlerinde bulunan insanın gözüne görünmeyen mikropları ve zehirli maddeleri temizlemekte, birçok bulaşıcı hastalıkların önünü almakta, sivrisinek ve pireler de fıtrî hacamat yapmaktadırlar.Bazı araştırmacılara göre; her ne kadar zararlı oldukları durumlar hasıl olmuşsa da, insanlara ve hayvanlara düşük dozlarda mikrop enjekte ederek bedenin hızlı bir şekilde bu mikroplara tepki göstermesi ile bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli rol oynadıkları da düşünülmektedir.
Sivrisinek Isırığına Ne İyi Gelir?
Sivrisinek (Vampir Böcek) tarafından ısırılan ya da sokulan yerin şiddetli kaşıntısı olur.Çeşitli önlem ve tedbirler kaşıntının hafiflemesi, olası hastalık mikrobunun kana karışmasını engelleyebilir.Bu yöntemlerden biri aspirindir.Hafif sulandırılmış aspirinin, şişen ve kaşınan bölgeye masaj yapılarak sürülmesi kaşıntıyı engelleyecektir.Isırılmış bölgeyi soğuk suyla temizlemek iyi gelir, özellikle buz ile şişen bölgeye masaj yapılırsa kaşıntı hissini azaltır, mikrop enjekte edilmiş ise; hızlıca kana karışmasını engeller. Diğer bir yöntem de; aloevera bitkisi veya diş macununu kaşınan bölgeye sürmektir.Aloevera (sarısabır) dünyada cildi en hızlı onaran bitkilerin başında gelmektedir.Aloevera'nın anti-enflamatuvar etkisi sayesinde kullanım alanı oldukça geniştir. Sıkça kullanılan diğer yöntemler ise; limon suyu, yulaf ezmesi, karbonat, kolonya, tuz, soğan ve sirke gibi evlerde sıkça bulunan tüketim gıdalarıdır.Burda dikkat edilmesi gereken nokta; diş macunu, karbonat, elma sirkesi ve limon suyu özellikle hassas ciltleri çok çabuk kurutabilir, hatta cilt kızarıklığını artırabilir.Bu nedenle bu ürünleri kullanırken çok dikkat edilmesi gerekir. Sivrisinek kaşıntılarında, eczanelerde satılan ve cilt yüzeyine uygulanan topikal anti-histaminik kremler, kaşıntı önleyici merhemler de iyi netice verir.
Sivrisinekler lavanta bitkisinden ve kokusundan hoşlanmazlar.Bitkiyi çay şeklinde tüketmek sivrisinekleri uzak tutmak için yeterlidir.Cildi fesleğen ile ovmak sivrisinek ısırığına karşı yapılabilecek başka bir doğal uygulamadır.Fesleğen kaşıntılı cildi rahatlatabilecek kimyasal bileşiklere sahiptir.Fesleğen yağını losyon olarak uygulayabilir ya da evde kendiniz de yapabilirsiniz.Kendi karışımınızı yapmak için, 2 bardak su ve yaklaşık 15 gram kuru fesleğen yaprağını kaynatın.Karışım soğuduktan sonra, pamuk yardımı ile etkilenen bölgeye sürün.Daha acil bir tedavi için taze fesleğen yaprağı doğranıp cilde direk sürülebilir.
Sarımsağın yara iyileştirici ve antiviral özelliği uzun süredir bilinmektedir.Fakat sarımsak cilde doğrudan uygulandığında, cildi irrite edip daha fazla enflamasyona yol açabilir.Bu nedenle kıyılmış sarımsağı hindistan cevizi yağı gibi hafif bir yağ ile seyreltip ısırılan yere uygulanabilir.Siyah ve yeşil çay poşetleri şişmeyi geçirmek için kullanılabilir.Sivrisinek ısırığına ve kaşıntısına iyi gelen başka yöntemler arasında bal da bulunmaktadır.Doğanın bir mucizesi olan bal, sivrisinek ısırıklarına da iyi gelir ve o bölgeye bir parça sürdüğünüzde hem mevcut kaşıntıyı alır, hem de kızarıklığı giderir ve enfeksiyon problemini de ortadan kaldırır.Diğer bir başka çözüm de, sevilen meyvelerden olan muzdur.Sivrisineğin ısırdığı bölgeye 10 dakika kalacak şekilde bir miktar uygulandığında; kabarma, sertleşme gibi sorunlara iyi gelir.Kaşıntı, tahriş ve enfeksiyonlara karşı da iyi geldiği bilinmektedir.Oldukça güçlü bir kokuya sahip olan idris otu, sadece sivrisinekleri kovmakla kalmaz, yağı aynı zamanda böcek ilaçlarında da kullanılmaktadır.Kimi zaman sivrisinek otu olarak da bilinen yalancı melisa, güçlü narenciye kokusuyla sivrisinekleri bulunduğu yere yaklaştırmaz.Bu bitki aynı zamanda Asya yemeklerinde de kullanılıyor.Mide ağrılarını ve boğaz ağrısını geçirme özelliği olduğu biliniyor.Naneye bağlı bir bitki olan kedi nanesinin, birçok sinek ilacından daha etkili olduğu saptanmıştır.Yenilebilen bir bitki olarak yetiştirilen biberiye de, kokusuyla sivrisinekleri de uzaklaştırır.
Sivrisinek İlaçlamasında Akdeniz Hijyen!
Antalya'da ve Alanya başta olmak üzere tüm ilçelerinde işletmelere ve yaşam alanlarına profesyonel sivrisinek ilaçlama hizmeti veren şirketimiz; uluslararası yasa ve normlara uygun olarak işletilmekte, gerekli izinlere ve sertifikalara (Biyosidal Ürün Uygulama İzin Belgesi) sahip olmakla birlikte, ulusal kriterlere uygun ve uluslararası standartlarda, Antalya bölgesinin genelinde ilaçlama hizmeti vermeye devam etmektedir.Ayrıca işletmemizde kullanılan ilaçlama ekipmanları ve malzemeleri; Sağlık Bakanlığı ve tüm ilgili kurumlarca onay almış olup, insan sağlığını tehlikeye atacak her türlü etkenden arındırılmış biosidal ürünlerden oluşmaktadır.
Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından yapılan denetimlerde her zaman başarılı grafik çizen firmamız Akdeniz Hijyen; Sağlık Bakanlığı'na bağlı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından hazırlanmış olan Biyosidal Ürünlerin Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik şartlarını gözeterek böcek ilaçlama hizmetini vermektedir.Ayrıca uzman personelimiz ve çalışanlarımızın hepsi Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından verilen Biyosidal Ürün Uygulayıcı belgesine sahiptir.
Sivrisinek ile mücadele yöntemleri ile ilgili detaylı bilgiye buradan, farklı haşerelerle ilgili mücadele yöntemlerine ise; buradan ulaşabilirsiniz.
- Günün her saati (7/24) iletişim araçlarımızdan bize ulaşabilir, acil yardım talebinde bulunabilirsiniz.
- Ücretsiz keşif sistemimiz sayesinde yaşam alanlarınızda olası tehdit unsurları ve sivrisinek hakkında uzman ekibimiz tarafından bilgi ve destek verilmektedir.
- Canlı destek operatörlerimiz aracılığıyla sivrisinekle ilgili yaşadığınız sorun ya da problemler hakkında yardım ve destek verilmektedir.
- Sosyal medya hesaplarımız üzerinden bize ulaşarak her türlü sivrisinek ilaçlama sorunlarınız için yardım ve destek alabilirsiniz.
- Çağrı merkezimizdeki operatörlerimiz her türlü sivrisinek sorununuz, şikayet ve önerileriniz için sizin görüşlerinizi değerlendirmektedir.